Bir yıl önce bugün,  öğrencilikten terfi ettikten sonra yaptığım ilk mülakat sonucunda kendim için ve geleceğim de planladığım hedeflerime ulaşmak adına çizmiş olduğum yolun ilk adımını attım. Yazmaya mülakatımda bana yönlendirilen ''İK blogları var bunları takip ediyor musun?'' sorusuna karşın, olumsuz geçen mülakatın çıkışında ''ben niye takip edeyim onlar beni takip etsin'' diye bir serzenişte bulunarak böyle bir atılım yaptım. ''O ne öz güven o'' dediğinizi duyar gibiyim ama serzenişi mi sakın üstünüze alınmayın çünkü o zamanlar çok sosyal medya insanı olmamın aksine gerçekten hiç birinizi bilmiyordum, mülakatında vermiş olduğu gerginlik ve kötü sonucu itibari ile böyle bir şey söylemiş bulundum, yoksa şimdi hepinizi tek tek yazılarınızı severek takip ediyorum. 

   Ben bu blogu ilk zamanlar ''Yeni Mezun İK Blog'' adı altında açmıştım. Çünkü o zamanlar yeni mezun olmuş ve yeni mezuna çok az fırsat tanındığını gördüğüm, şartları kaf dağına çıkaran insanlara ithafen dışarıdan bakıldığında nasıl göründüklerini, ne şekilde düşüncelerde yer ettiklerini görmelerini sağlamak adına yazmaya başlamıştım. Yararlı oldum mu bilmiyorum, bu düşünce biçiminin ördüğü duvarı tek başıma yumruklamam tabi ki de hasar bırakacaktır, yıkmaya yetmeyecektir. Ben sadece katıldığım onca mülakattan ( ki daha bitmedi bu mülakatlar), tanıdığım insanlardan ve kurumlardan asla olmamam/olmam gereken profilleri deneyim alarak kendime kazandırmaya çalıştım ve çalışmaya da devam edeceğim. Çok eleştirdim, eleştirdiğim kadar insanlar tarafından da henüz kulağıma gelmese de eleştirildiğime inanıyorum.
Bu eleştiriler beni mutlu ediyor emin olabilirsiniz, kimseye kırılmıyor, gücenmiyorum; çünkü ben kendimi de eleştiriyorum. Keşke gelip bana karşıda eleştiride bulunsanız (saygı çerçevesi içinde), bu beni daha çok mutlu eder. Blogu ilk açtığımda bir korku hissetmedim fakat zaman biraz geçtikten sonra ''acaba devamlılığını sağlayabilir miyim?'' diye kendi kendimi yediğim oldu ardından bir farkındalık yaratıp ''devamlılığını getirmek için neler yapabilirim?'' diye düşünmeye başladım ve hala düşünüyorum sürekliliğinin artması için. Çünkü bulunduğum nokta bana hiç bir zaman yetmiyor, etrafımdaki insanları bu yüzden çok bunaltabiliyorum, hep yeni bir şeylerin peşindeyim, farklılık istiyorum sürekli ve bu yüzden ne kadar benim çenemi dinleyen, katlanmak zorunda bıraktığım insanlar varsa hepsinden hem özür diliyorum, hem de yanımda oldukları için teşekkür ediyorum.

   Emprovizasyon İK 1 Yılda Neler Yaptı?

   8 ay boyunca işsizlik sürecinde yaşamış olduğu mülakatları sizlere anlattı. Edindiği bilgileri, katıldığı organizasyonları, öğrendiği her şeyi kendine saklamaktansa bilginin yayılmasının bilincinde olarak sizinle elinden geldiğince paylaştı. Sosyal medyada ne kadar yaygın olursa o kadar çok kitleye ulaşabilirim düşüncesi ile bir çok sosyal ağ da yer edindi, devamlılığı da gelecek. Dört blogger arkadaşı ile birlikte çıktığı henüz yapım aşamasında olan Genclogger adlı platformda yer edindi. Ardından ''Yeni Mezun İK'' olarak çıktığı yolda artık bu kadar zaman geçti yeni mezunluktan terfi edip, işi de biraz profesyonelleştirmenin zamanı dedi ve blog ismini ''Emprovizasyon İK'' olarak değiştirdi.

   Niye Emprovizasyon?

   İsim konusu ne kadar önemsiz gibi gözükse de işi temsil eden ismin öneminin büyük olduğuna inanıyorum. Bu yüzden bu süreç benim için çok sancılı geçti. Hem beni hem blogumu hem gelecekte yapacağım işleri yansıtacak öyle bir isim bulmalıydım ki, ''Emprovizasyon İK'' denildiğinde evet ortada ciddi yapılan bir iş var çağrışımını yapmalıydı. Emprovizasyon; doğaçlama, içten gelineni olduğu gibi yansıtma anlamını taşıyan, tiyatro sanatında kullanılan bir terim. Bende akademik yazı dediğimiz yazılara pek uyum sağlayamıyorum o yüzden içimden geldiği gibi sizlere yazılarımda doğaçlama yaparak yazıyorum. Ardından ismin içeriğine baktığımız zaman;

• ''Emp'' kökü bana empatik düşünceyi önemseyen bir blog olduğunu, 
• ''Pro'' kökü profesyonel kelimesini andırıyor, bu da ileri ki hedefte profesyonel olma ve profesyonel bir blog çağrışımı yaptığını, 
• ''viz-yon'' kökünün de blogumun amaç ve hedefleri doğrultusunda şuan bulunduğu konumundan geleceğe yönelik yaptığı çalışmaları yansıtacağını düşünmekteyim.

   Kısacası ''Emprovizasyon İK'' adının doğuşu bu şekilde oldu.

   Emprovizasyon İK'nin geleceği hakkında ne düşünüyorum?

   Aslında evet ben ileride şunu yapacağım dediğim bir çok şey varken bunların başlangıcı olan en büyük girişimciliğim ''Emprovizasyon İK Danışmanlık'' adı altında hayata geçirdiğim bir kurum. Tabi bunun zamanı var, daha 40 fırın ekmek yemem gerekiyor. Çeşitli kurum, insan, iş ve sektör kültürlerini bir solumam lazım. En önemlisi İnsan Kaynakları sektöründe iş bulmalıyım. Şuan Türkiye Spor Yazarları ve Spor Kulübü'nde Basın Organizasyon Sorumlusu olarak çalışmaktayım. Buranın bana kattığı çok şey var, onu önümüzdeki günlerde farklı bir yazıda paylaşmayı düşünüyorum.

 

   Daha fazla uzatmadan '' Emprovizasyon İK'' ' nın 1. yaşını kutluyor ve daha nice başarılı, kendinden emin ve ne istediğinin farkında olan yıllar geçirmesini diliyorum. Ve bu süreçte bana destek olan; Ailem, İK Blogger Ailesi ve Sosyal Medya Arkadaşlarıma teşekkürlerimi iletiyorum.