İlk Mülakatım
04:42:00
Mülakat; denilince hepimizin korkulu rüyası sanırım.
Hayatımız boyunca kılık kıyafetimizden tutun, diksiyonumuz, bilgi
birikimimiz ve beden dilimiz tarafından dikkatlice incelendiğimiz tek yer olabilir. Hal böyle olunca ve mülakata fazla gitmeye alışık olmadığımız biz yeni
mezunlar ister istemez bir heyecana yenik düşmeler, kendini ifade ederken
zorluk çekmeler, tam konuşurken o göz göze geldiğin anda birden duraksayıp
cümlenin devamında neler söyleyeceğini unutmalar vs vs. Bunlar belki de
hepimizin yaşadığı ve yaşayacağı şeyler. Geçtiğimiz hafta bende ilk görüşmem de
bunları yaşadım.
Gün içinde
telefonum çaldı ve bir seyahat firmasından aradıklarını ertesi gün mülakat için
saat 11:00’in bana uygun olup olunmadığı soruldu. Şimdi bu durumda müsaidim
deseniz hazır olmadığınız için sizin açınızdan sorun, değilim deseniz görüşme
yapacağınız kişinin aklında zaman skalası ile ilgili bir sorun oluşabilir.
Müsait olduğumu ve yarın gelebileceğimi söyleyerek telefonu kapadık. Beni
aldı kıyafet derdi ben ne yapacağım derdi. Çok klasik giyinen biri değilim,
düğün dernek özel bir gün dışında da giyindiğim pek görülmemiştir. İşte dolabı
boşalttım arkadaşlarımla whatsapptan o olur mu bu nasıl olur derken en kötü
ihtimal bir kıyafet oluşturdum. Beyaz bir bluz, bej renkte bol paça bir
pantolon ve önü açık topuklu ayakkabı. Tabi çok doğru bir kombin olmadı.
Bakalım uzmanlar karşılarında nasıl bir aday görmek istiyorlarmış izleyelim.
Videoda
denildiği gibi kıyafet kadar önemli günlük bakımımız dediğimiz kadın, erkek
fark yapmaksızın bunlarda çok önemli. Kıyafet koyu renkli genelde beyaz ve
siyah rengin kullanılması daha uygun olabilir. Benim yaptığım bir yanlış var
açık ayakkabı tercih etmemelisiniz ve giydiğiniz ayakkabı platform denilecek
yükseklikte olmamalıdır.
Mülakat günü
olabildiğince erken kalktım. Direk küçük bir kahvaltı, hemen videoda da dendiği
gibi küçük rutin bakım, saç, kıyafet, makyaj derken mülakat saatinden iki saat
önce hazırdım. Mülakata gideceğim yere babam bırakacaktı. Mülakat saatinden 1
saat önce evden çıktım. Mülakata 15 dakika kala şirkete girdim. Tabi mülakata babanızla birlikte şirkete girmek kötü bir izlenim bırakacaktır, o yüzden babamın gitmesini ve bitişinde beni alması için anlaşarak onu gönderdim. Danışmayı
bilgilendirdim ve beni görüşme odasına aldılar. Önüme Cv form verdiler. Doldururken parmaklarımı hissetmiyordum, zar zor yazabildim ve en kötü yazımla
düşünün o kadar heyecanlanmıştım. O sırada kapıdan görüşmeyi yapacağım İK
Müdürü girdi. Ben bekliyorum ki İK Uzmanıyla görüştürürler eğer ikinci mülakata
çağırır iseler o zaman İK Müdürü ile görüşürüm diye ama öyle olmadı ne yazık ki.
İçeri girince ayağa kalktım tokalaştık. Ve mülakat başladı.
İK Müdürü Cv’nin
eğitim bölümünden benimle konuşmaya başladı. İlgisini lisede elektronik okumam
çekti galiba bir orada takıldı. Ardından şu soruları sormaya başladı;
- Okuduğum üniversitenin hangi şehirde ilçede olduğunu,
- Okulda hangi dersleri aldığımı sorunca inanır mısınız o heyecanla aldığım tonla dersten sadece 6, 7 tane saymışımdır gerisi hokus pokus ve yok.
- İK sence kuruluşta ne işler yapar?
Bu soruya
ben insan kaynaklarını şirketin bir beyni olarak görüyorum dedim Müdür araya
girerek nasıl beyni yani diyerek bir laf araya sıkıştırdı ki ben zaten tam
anlatacakken bütün bildiklerimi unutmuş toparlamak adına işe alma süreçleri
dedim o sırada gene bissürü şey söyledi lafıma devam edemeden o soruyu kendi
cevapladı ve ben gene hokus pokus.
- İK Nedir sence?
Ben insan
kaynaklarını çalışan psikoloğu olarak görüyorum dedim nasıl yani insan
kaynakları sence çalışanların psikolojik sorunları veya ne bileyim diyerek
bissürü şey söyledi ve benim lafımı bitirmeden ağzımda kaldı gene. Ben
diyeceklerimi çoktan unutmuştum onu lafı bitip bana devam etmem için baktığında
kusura bakmayın heyecandan unuttum diyeceklerimi diyerek geçiştirdim.
Bakalım
uzmanlar nasıl konuşmamızı istiyorlarmış mülakatlarda.
Ben öyle
deyince adam gülümseyerek bizde geçtik bu yollardan heyecanının olması çok
normal dedi. Soru sormayı bırakıp bana sorduğu sorular hakkında ve Cv deki
yetersiz gördüğü şeyler hakkında ve kendi hayatı ile ilgili küçük bir seminer verdi. Evet
adam çok bilgili ve tecrübeli 20 yılını İnsan Kaynaklarına vermiş.
Mezun
olduğunda işe İnsan Kaynaklarından başlamamış. Herhangi büyük bir kuruluşta
satış danışmanı olarak 2 yıl çalışmış. 2 yılın sonunda mağaza yöneticiliği için
çalışmış olduğu kuruluş yurt dışına eğitime göndermek istemiş. Fakat o kendine
bir yol çizmesi ve o anda yapmak istediği meslekte yolunu ayırıp İK da yoluna
devam etmiş. Bana da önerisi şimdilik herhangi bir meslek dalında işe girip, o
sırada tecrübe kazanmamı ve yetersiz gördüğü alanları doldurmamı önerdi. Elbet
bir yerde fark edilebileceğimi ve Temmuz ayında çağrı merkezlerine eleman alımı
olacağını bunun benim için bir şans olabileceğimi söyledi. O an cazip gelen bu
fikir, bugün aklımda şu soruyu oluşturdu.
- O kadar kişi var orada çalışarak fark edilmeyi bekleyen acaba ben fark edilebilecek miydim?
- Yoksa orası benim için bir zaman kaybımı olacaktı?
Bu sorunun
cevabı var mı diyorsanız halen belirsizlik.
Mülakatın
sonuna geldiğimizde müdür bana son bir soru yöneltti.
- Ben seni niye işe almalıyım?
Bende müdüre dönüp anlattıklarınıza göre ben şuan bu pozisyon için yeterli değilim,
cevaplayamayacağım kusura bakmayın dedim. Çünkü gerçekten çok gerilmiş ve
sıkılmıştım o an işe alınmam filanda pek umurumda değildi. Aslında bu soruda bekledikleri nasıl pazarlamacılar ürün pazarlarken ürünün müşteriye kazandıracaklarını anlatıp ürün satmaya çalışıyorlarsa, o an o soruda bizden beklentileri de bu yönde. Ben bir ürünüm ve oradaki şirket çalışanlarına ve tabi ki kuruluşa ne gibi katkı sağlayabilirim, kısacası yalandan da olsa ben en iyisiyim reklamını vermek amaç karşı tarafa.
Bakalım uzmanlar bu
sorunun cevabı için kuruluşa kendimizi nasıl ifade etmemizi istiyorlarmış.
Bunun gibi kanıtı olan cevaplar da bulunursanız ve kısmen bu soruya cevap verirseniz, mülakatı yapan kişinin karşısında sakin, sıralı anlatım, gereksiz bilgiden uzak cevaplarla karşınızdaki kişiye iyi bir izlenim bırakacaksınızdır.
Ben bunların bazılarını yaptım veya yapamadım, tecrübesizim dilerim ilerleyen zamanlarda deneyim ve tecrübe kazanarak daha iyi bir şekilde gideceğime inanıyorum görüşmelere.
Görüşme odasından çıkmadan müdür bey bana aslında mülakatlarına bu kadar zaman ayırmadığını iletti. Bende ayırdığı vakit için teşekkür edip bana çok şey kazandırmış olduğunu ve burada bulunma amacımın sadece işe alınmak olmadığını, bilgilerinden güzel deneyim ve tecrübe kazanabileceğimi ileterek görüşmeyi bitirmiş olduk.
Nice güzel mülakatlara artık.
0 yorum