KADIN
01:23:00
Bundan iki yıl önce '' Bugünü Kutlamayın, Bugün Yas Tutun! '' diye bir yazı yayınlamıştım blogumda. 160 yıl önce kadınlarımız sadece emeklerinin karşılığını alabilmek adına mücadele ettikleri fabrikada üzerlerine kapılar kapatılarak, kaçmasınlar diye önlerine barikatlar kurularak diri diri yakıldı. Bugünden o güne hiçbir şey değişmedi. Toplumumuz dahada bilendi kadının güç ve hak sahibi olmasına. Ataerkil toplum eşit olmak istemedi. Yeri geldi bunu bedenen sahip olduğu güçle , kendinden bedenen zayıf olan kadına şiddet uygulayarak gösterdi. Yeri geldi toplum içinde aşağılayarak, başarılarına engel olarak ve kadını sadece evinde kendi himayesinde köle gibi kullanmak isteyerek gösterdiler. Kimi kadın hayatta erkekten başka tutunacak dalının olmadığını düşündüğü için göz yumdu, kimi kadın her şeyi göze alarak benim erkeğe ihtiyacım yok diyerek arkasına bakmadan yoluna devam etti. Derken işte bu nokta çok hassas bakın iki farklı yolu deneyen kadında canlarını veriyor. Neden mi?
El muhtaç erkeğinden başka dayanağı olmadığını düşünen, hiçbir şeye sesini çıkaramayan kadının, eşinin içip içip canı sıkıldıkça, nefes almasının bile battığı, her gece uyguladığı şiddetin dozunu bir gece fazla kaçırmasıyla yorgun bedeni artık dayanamıyor.
Bir diğeri eşinden ayrılıp, kendi maddi gücünü yaratmak istediği, çocuklarıyla hayata tutunabileceğine inandığı ve bu adımı attığı için sokak ortasında katlediliyor.
Bir kadın; sokakta yürüdüğü için, eve saat 00.00'da geldiği için, etek giydiği, teni gözüktüğü, nefes aldığı, çalıştığı, güldüğü, konuştuğu, sevdiği ve sevildiği, güçsüz göründüğü için ... katlediliyor.
Bir kadın; güçlüyüm, ben üstünüm diye geçinen yaratıkların göze alamayacağı çoğu şeyi göze alabildiği için katlediliyor.
Bir kadın; hayattan korkmadığı, kendi yaşam alanını yaratmak için çırpındığı, hayalini kurduğu annelik duygusunu tatmak için adım attığı hayallerde katlediliyor.
Bir kadın; ben bu hayatta varım, ben kadınım diyebildiği için yaşam hakkı ellerinden alınabiliyor.
Bir adalet çoğu zaman buna seyirci kalabiliyor.
Bir toplum, bir kadının katledilmesinin ardından yalnızca ''vah vah yazık oldu şerefsiz adam... Kızım bundan sonra eve geç gelmek yok, oraya gitmek yok, onu giymek yok'' demekle yetiniyor.
Biz görmüyoruz, kabullenmiyoruz ama toplum olarak cinayetlerin artmasına biz sebebiyet veriyoruz. Erkeği değilde kadını kınayarak, erkeğin sırtını sıvazlayıp, kadına ayıbın ne olduğunu söyleyerek...
Bunun örneğini en ufak bir konudan verebilirim. Her gün hepimiz neredeyse toplu taşıma araçlarını kullanıyoruz. Orta yaş ve yaşlı dediğimiz kesim '' Gençlerin onlara yer vermeme'' konusunda çok şikayetçi. Kendi üzerimden örnek vereceğim. Otobüste gidiyoruz. Yanımda benim yaşlarımda bir kız oturuyor, arka sırada ve yan koltuklarda da genç adamlar oturuyor. Durakta durduk, bir hanım teyzemiz/bir bey amcamız bindi. Neyse geldi benim oturduğum yere doğru. Gözlerine kız ile beni kestirdiler. Ardından amcamız/teyzemiz kendi kendine ''Bu gençlerde de hiç adap edep yok. Biz ayakta giderken onlar oturuyor.'' diye söylenmeye başladı. Baktı kimseden ses yok. Bana bakarak ''Bir de duymazdan geliyorlar o kulaklıkları kulaklarına takarak ahh ahh ...! ''.
Şimdi buradaki soru şu '' Teyzelerimiz veya amcalarımız niye hep kız çocuklarına ve kadınlara yönelik bir üstünlük kurabileceklerini düşünüyorlar ve direk sadece bize atağa geçtiler arkada ve yanda erkeklerin oturmasına rağmen? Tahmin etmek zor olmasa gerek.
İlk önce yanlış anlamanızı önlemek açısından şu açıklamayı yapma gereği duyuyorum. Burada ben gençlerin kendinden yaşlı, çocuklu kadınlara veya engellilere yer vermemesini onaylamıyorum. Benim asıl amacım ilk atağı neden kadınlara yapıyorlar buna farkındalık yaratmak istiyorum.
Çünkü onlarda kadının ses çıkarmayacağını biliyorlar. Aslında korkuyorlar, onlarda aynı şiddeti üstün olan kişilerden görebilecekleri için. Zayıf bulduklarına saldırıyorlar. Bir nevi büyük balık küçük balığı yer düşüncesi. Diyelim ki susmadık karşılık verdik, bak amca/teyze oradakileri kaldır dedik. O an geri adım atıp ''Ben size dememiştim zaten'' veya direk '' Bak bak terbiyesize bir de karşılık veriyor, büyüklerine hiç saygısı yok'' diyebiliyorlar. Madem bana demedin git dediğin kişinin başında pine ve söylen veya kibarca yer iste veya benim sana bunu söylememle sen benim terbiyesiz, saygısız olduğuma kanaat getireceğine korkmadan git bir de orada oturan adamlara dile getir bunu dimi ama. Bu sadece ufacık aslında zararsız gibi görünen ve ataerkil toplumu daha çok üstün gösteren bir olay. Sadece farkında değiliz, düşünerek konuşmuyoruz. Amacımıza odaklanıyoruz daha çok.
Her gün televizyon başında kayıp, cinayet programlarını izleyip vah vahlanan kişiler, toplumda bir açık bulduklarında İLK FİTİLİ ATEŞLEYEN KİŞİLER! Bakın bunu suçlama olarak söylemiyorum. Dikkat edin etrafınıza, kendinize bile. Direk bak şuna ne giymiş, bak bak nasıl sesli gülüşüyorlar, sakızı da çiğnemeyi bilmiyor. Adep yahu Adap yahu...!!!
O kadar üzgünüm ki kadın şiddet gören bir kadın için sebebi ne olursa olsun ohh olsun diyebiliyor.
Aldatmasaydı ohh olsun, gitmeseydi ohh olsun, söz dinleseydi ohh olsun ...
Ve yine o kadar üzgünüm ki toplumda ne yazık ki yaşanan cinayet ve şiddet olayları için adalet yerini bulmuyor...
Eşini defalarca bıçaklayan adam iyi hal indiriminden yararlandı...
Benim tek umudum gelecek nesil... Ve bu nesile bilinçli anne- babaların, eğitimcilerin düşünce özleri olan vicdanlarına dokunarak yaşamayı, aynı zamanda hem kendi özgürlüklerinin hemde toplumun ve bireylerin özgür yaşamlarını doğru bir şekilde yargılamayı ve bir şeyin bağımlısı olmaktansa, bağlılık duymanın daha güzel olduğunu, taraflı uzlaşmayı öğretebilmeleri.
Kadın o kadar değerli bir varlık ki bunu görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, şiddet uygulayan ellere anlatabilmeyi, onların var olmasının en büyük emekçisi olan kadının rolünü hissettirebilmeyi çok isterdim. Bir kadının hayata gözlerini açtığı günden itibaren dünyayı nasıl sırtladığını ve neler başarabileceğini görmek istemeyenlere göstermek isterdim.
Sevgiler
Kübra
El muhtaç erkeğinden başka dayanağı olmadığını düşünen, hiçbir şeye sesini çıkaramayan kadının, eşinin içip içip canı sıkıldıkça, nefes almasının bile battığı, her gece uyguladığı şiddetin dozunu bir gece fazla kaçırmasıyla yorgun bedeni artık dayanamıyor.
Bir diğeri eşinden ayrılıp, kendi maddi gücünü yaratmak istediği, çocuklarıyla hayata tutunabileceğine inandığı ve bu adımı attığı için sokak ortasında katlediliyor.
Bir kadın; sokakta yürüdüğü için, eve saat 00.00'da geldiği için, etek giydiği, teni gözüktüğü, nefes aldığı, çalıştığı, güldüğü, konuştuğu, sevdiği ve sevildiği, güçsüz göründüğü için ... katlediliyor.
Bir kadın; güçlüyüm, ben üstünüm diye geçinen yaratıkların göze alamayacağı çoğu şeyi göze alabildiği için katlediliyor.
Bir kadın; hayattan korkmadığı, kendi yaşam alanını yaratmak için çırpındığı, hayalini kurduğu annelik duygusunu tatmak için adım attığı hayallerde katlediliyor.
Bir kadın; ben bu hayatta varım, ben kadınım diyebildiği için yaşam hakkı ellerinden alınabiliyor.
Bir adalet çoğu zaman buna seyirci kalabiliyor.
Bir toplum, bir kadının katledilmesinin ardından yalnızca ''vah vah yazık oldu şerefsiz adam... Kızım bundan sonra eve geç gelmek yok, oraya gitmek yok, onu giymek yok'' demekle yetiniyor.
Biz görmüyoruz, kabullenmiyoruz ama toplum olarak cinayetlerin artmasına biz sebebiyet veriyoruz. Erkeği değilde kadını kınayarak, erkeğin sırtını sıvazlayıp, kadına ayıbın ne olduğunu söyleyerek...
Bunun örneğini en ufak bir konudan verebilirim. Her gün hepimiz neredeyse toplu taşıma araçlarını kullanıyoruz. Orta yaş ve yaşlı dediğimiz kesim '' Gençlerin onlara yer vermeme'' konusunda çok şikayetçi. Kendi üzerimden örnek vereceğim. Otobüste gidiyoruz. Yanımda benim yaşlarımda bir kız oturuyor, arka sırada ve yan koltuklarda da genç adamlar oturuyor. Durakta durduk, bir hanım teyzemiz/bir bey amcamız bindi. Neyse geldi benim oturduğum yere doğru. Gözlerine kız ile beni kestirdiler. Ardından amcamız/teyzemiz kendi kendine ''Bu gençlerde de hiç adap edep yok. Biz ayakta giderken onlar oturuyor.'' diye söylenmeye başladı. Baktı kimseden ses yok. Bana bakarak ''Bir de duymazdan geliyorlar o kulaklıkları kulaklarına takarak ahh ahh ...! ''.
Şimdi buradaki soru şu '' Teyzelerimiz veya amcalarımız niye hep kız çocuklarına ve kadınlara yönelik bir üstünlük kurabileceklerini düşünüyorlar ve direk sadece bize atağa geçtiler arkada ve yanda erkeklerin oturmasına rağmen? Tahmin etmek zor olmasa gerek.
İlk önce yanlış anlamanızı önlemek açısından şu açıklamayı yapma gereği duyuyorum. Burada ben gençlerin kendinden yaşlı, çocuklu kadınlara veya engellilere yer vermemesini onaylamıyorum. Benim asıl amacım ilk atağı neden kadınlara yapıyorlar buna farkındalık yaratmak istiyorum.
Çünkü onlarda kadının ses çıkarmayacağını biliyorlar. Aslında korkuyorlar, onlarda aynı şiddeti üstün olan kişilerden görebilecekleri için. Zayıf bulduklarına saldırıyorlar. Bir nevi büyük balık küçük balığı yer düşüncesi. Diyelim ki susmadık karşılık verdik, bak amca/teyze oradakileri kaldır dedik. O an geri adım atıp ''Ben size dememiştim zaten'' veya direk '' Bak bak terbiyesize bir de karşılık veriyor, büyüklerine hiç saygısı yok'' diyebiliyorlar. Madem bana demedin git dediğin kişinin başında pine ve söylen veya kibarca yer iste veya benim sana bunu söylememle sen benim terbiyesiz, saygısız olduğuma kanaat getireceğine korkmadan git bir de orada oturan adamlara dile getir bunu dimi ama. Bu sadece ufacık aslında zararsız gibi görünen ve ataerkil toplumu daha çok üstün gösteren bir olay. Sadece farkında değiliz, düşünerek konuşmuyoruz. Amacımıza odaklanıyoruz daha çok.
Her gün televizyon başında kayıp, cinayet programlarını izleyip vah vahlanan kişiler, toplumda bir açık bulduklarında İLK FİTİLİ ATEŞLEYEN KİŞİLER! Bakın bunu suçlama olarak söylemiyorum. Dikkat edin etrafınıza, kendinize bile. Direk bak şuna ne giymiş, bak bak nasıl sesli gülüşüyorlar, sakızı da çiğnemeyi bilmiyor. Adep yahu Adap yahu...!!!
O kadar üzgünüm ki kadın şiddet gören bir kadın için sebebi ne olursa olsun ohh olsun diyebiliyor.
Aldatmasaydı ohh olsun, gitmeseydi ohh olsun, söz dinleseydi ohh olsun ...
Ve yine o kadar üzgünüm ki toplumda ne yazık ki yaşanan cinayet ve şiddet olayları için adalet yerini bulmuyor...
Eşini defalarca bıçaklayan adam iyi hal indiriminden yararlandı...
Benim tek umudum gelecek nesil... Ve bu nesile bilinçli anne- babaların, eğitimcilerin düşünce özleri olan vicdanlarına dokunarak yaşamayı, aynı zamanda hem kendi özgürlüklerinin hemde toplumun ve bireylerin özgür yaşamlarını doğru bir şekilde yargılamayı ve bir şeyin bağımlısı olmaktansa, bağlılık duymanın daha güzel olduğunu, taraflı uzlaşmayı öğretebilmeleri.
Kadın o kadar değerli bir varlık ki bunu görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, şiddet uygulayan ellere anlatabilmeyi, onların var olmasının en büyük emekçisi olan kadının rolünü hissettirebilmeyi çok isterdim. Bir kadının hayata gözlerini açtığı günden itibaren dünyayı nasıl sırtladığını ve neler başarabileceğini görmek istemeyenlere göstermek isterdim.
Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü... Kadınlar gününüzü her yıl olduğu gibi bu yılda kutlamıyorum. Sadece ekmeği için, kendi yaşamını, özgürlüklerini oluşturmak için çabalayan, çalışan, her zorluğa göğüs geren kadınlarımızı cesaretleri ve inançlarından dolayı kutluyorum. Bu uğurda can veren, yaşama hakları ellerinden alınan kadınlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum...
Bir gün gerçek anlamda kadınların zaferlerini ve başarılarını kutlamak dileğiyle...
Ama bugün değil, bugün yas tutarım ben.
Sevgiler
Kübra
0 yorum