Mülakatlarda Statünüzün Esiri Olmayın/ Mülakat 8
06:31:00
Bazı sağlık sorunları nedeniyle ara verdiğim mülakatlara tam
hız devam etmekteyim. Bugün MarıGold Otelin Sıpa resepsiyon bölümü için
görüşmeye gittim. Kafamda ön yargılarla gitmedim bu sefer iyi düşünelim, iyi
olsun dedim. Önüme çıkacak engellerinde farkındaydım aslında ama mülakatın bir
tecrübesi olacağını düşündüm. Görüşme için gün içinde aranıp çağrıldım,
dolayısı ile fazla bir araştırma yapamadım, CV’mi çıkartma gibi unsurlarla
ilgilenemedim. İK okumuşsun Cv’siz iş görüşmesine gidiyorsun diyerek de
azarlamayı ihmal etmedim kendimi merak etmeyin. Otele geldiğimde ilk olarak
verdikleri formu doldurdum. Form doldurmakta çok başarısızım ellerim çok
titriyor heyecandan ve yazacağım tonla şeyi unutabiliyorum. Zangır zangır
doldurdum formu ardından Burcu Hanım (Personel Müdürü) görüşmeye aldı. Cv’mi
inceledi ilk öncelikle, oda iki yıllık (Kocaeli Hereke Myo) İK mezunuymuş.
Üniversite stajımı yaptığım yerde çalışmış bir dönem oda. Çok ortak yönümüz
çıktı, bu onun çok hoşuna gitti. Mülakat normal bir mülakat olmaktan çıktı
sohbet tadında çok keyifli bir hal aldı. Tabi bu benim heyecanımın yatışmasına
neden olmayıp karşımdaki insana daha çok bir şeyleri ıspatlama ve yapmak
istediklerimden bahsederken heyecanlanmama neden oldu. Mesleğimin çok güzel
olduğu söyleyerek bence İK alanında devam etmelisin, başka mesleklere yönelmeni
istemem dedi. Bende tabiî ki her zaman ki konuşmamı yaptım. ‘’ Kendi mesleğime yönelebilmem için bazı
eksik yönlerimi doldurmam lazım, bu sırada da mecbur çalışmam lazım’’ dedim. O da
ya yöneldiğin mesleği seversen ve bir daha İK’ya dönemezsen dedi. Bende öyle
bir şeyin mümkün olmayacağını ve İK’ ya bir bağlılık hissettiğimi ve kendimi o
alanda bulduğumu ifade ettim. Ardından resepsiyon aşamasına döndük, olacak gibi
konuştu yani cümlelerinden öyle anladım. Ardından beni benden alan her
defasında yerden yere vuran, bu görüşmeye gelirken ön yargılı gelmediğim, artık
günümüzün olmazsa olmaz sorularından biri bütün görüşmenin olumluluğunu aldı
götürdü.
‘’Yabancı dilin
nasıl?’’
Selam ben ingilisssceyi çok seven, konuşmak için can atan,
fakat bir türlü konuşamayan ama bütün İngilizce sınavlarını güzel veren o şahıs
demek istedim, ama demedim tabiî ki. Temelle Orta arasındaki o ince çizginin
oralarda bir yerdeyim henüz karar veremedim, derken okulda öğrendiğim yabancı
dil dedim.
Konuşma birden şekil değiştirdi, ortamda ki gülücükler yok
oldu, bir sıcak bastı, benim gözlerde umutsuzluk ifadesi! Burcu Hanım, hımm o
zaman burası olmayabilir ama ben gene de bir yönetimle konuşacağım bu konuyu ama
dedi burası çok can alıyor gözlerim fal taşı gibi oldu tabiî ki de. Bursa İK
grubumuz var, arada oraya yetiştirilmek üzere İK elemanı aradıklarını
yazıyorlar dilersen o gruba alabilir ve oraya yönlendirebilirim seni, yeni
İK’cılar kazandırmak isterim dedi. Ardından hani işe alınıp alınmayışımın veya
başka yerlere yönlendirip yönlendirmemenizin bile benim acımdan bir sorun
teşkil etmediğini ve burada bulunmamın bile bana yararlı olduğunu söyleyerek,
ayırdığı değerli vakit içinde teşekkürlerimi ileterek oradan ayrıldım.
Yazılarımda genelde eleştiri de bulunduğum için pek isim
verme taraftarı değilim. Fakat bazı İK’cılar var ki gerçekten hakkını
veriyorlar. İlk öncelikle Burcu Hanım’a karşılaması, samimiyeti ve güler yüzü
için teşekkür ediyorum. Benim için diğer şeylerin pek fazla önemi yok. Lütfen
mülakatlarınıza girerken statünüzün esiri olmayın, olun ama her şeyden önce
insan olduğunuzu ve karşınızdakinin de aday olmasından çok onunda bir insan
olduğunu hatırlayın. Kısacası çok kasıntı olmayın!!
0 yorum