Motive olmanın en net cümlesi ''asla vazgeçme'' bana göre. İnsanız ve yaşamımız boyunca bir çok mücadele vermek zorundayız. Bu zorlu mücadeleler sırasında hepimiz çöküşler yaşamaktayız. Bazı anlar toparlanmakta güçlük çekip pes etme yoluna gireriz.Ne istediğimizi bilmek, kimin etkisi veya yaşamı gerçek anlamda yaşanabilir kılan etmenlerin neler olduğunu fark etmek bizim elimizdedir. Size yön veren düşüncelerin, zorlukların ve tükenmişliğe iten olguların yoluna girmeden en hafif hasarla sıyrılabilirsiniz. Tek yapmanız gereken en kötü anda dahi pozitif düşünebilmek. '' Evet ben bunun üstesinden gelebilirim'' diyerek kendinizi bilinç altınıza gerekli sinyali göndermiş olursunuz. Verdiğiniz komutu algılayan bilinç altı, yaşadığınız sorunlu bölgeyi bulup oranın çözüm üretmesi gerektiğini kabullenir ve beyin gücünüz yaşadığınız soruna daha ılımlı ve çözüm getirebilecek bulgular sergiler. Buda aklın bir oyunu. Hayatınızı siz şekillendirir, siz yön verirsiniz.
Translate
Bugünün anlam ve önemi, bizim milletimiz ve dünyanın bir çok yerinde amacından çıkmış derecede anımsanmakta; eminim bugünün neden ''Dünya Emekçi Kadınlar Günü'' olduğunu bilmeyen çoğu kişi var. Çünkü bugünün ismini bile artık sadece ''Kadınlar Günü'' olarak lanse etmekte ve bugüne özel kutlamalar, partiler ve bir çok mağazada indirim rüzgarlarına kapılmaktayız.
- Peki bugünün anlamı ne?
- Bugün kutlamaya değer bir gün mü, yoksa yaşanılanların unutulmaması gereken bir gün mü ?
- Hangimiz bu günü layık olduğu şekilde anıyoruz?
Ben de bilmiyordum bugünün anlamının ne olduğunu üç yıl öncesine kadar. O zamandan beri kutlamıyor, hiç bir kutlamayı da almıyorum, kutlayanlara da neyi kutluyorsun bugün diyorum!
Bundan 159 yıl önce yani 8 Mart 1857'de New York'ta bir dokuma fabrikasında çalışan 40.000 kadın işçi, 16 saatlik iş gününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artışın yapılması için greve başlarlar. Grevi durdurmak isteyen polis eylemcilere saldırır ve fabrika yönetiminin de desteğiyle kadın işçiler fabrikaya kilitlenir. O esnada fabrikada bir yangın çıkar, fabrikanın önünde ki bariyerler yüzünden kadın işçilerimiz kaçamaz ve 129 kadın işçimiz yanarak can verir. Ardından 1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı'nda Clara Zetkin'in önerisiyle ''8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'' olarak anılmaya başlandı.