İşe başlayacağımız firmanın bizi ne kadar araştırması önemli ise bizimde o firmayı bir o kadar araştırmamız önemli. Başıma gelen bir olayda bunu daha net anladım. Geçenlerde Mülakat 4 İşe Alındım yazısında da anlattığım gibi ilk ve yeni bir işe başlayacaktım ama işin aslı öyle olmadı. Bir tanıdığım vasıtası ile firma hakkında öğrenmiş olduğum bir kaç şey beni yolumdan döndürdü. Mülakat sırasında adamın bana yönelttiği bir cümle geldi aklıma. '' Biz elle tutulup gözle görülmeyen bir şeyi satıyoruz'' demesi, evet bunun cevabı hizmetti. Fakat aslında firma gerçekten elle tutulup gözle görülemeyen ama var olduklarını iddia ettikleri bir şeyin peşindelermiş. Aslında yapmadıkları bir işle toplumu dolandırmaya çalışmakmış amaçları.
Translate
İkinci mülakatımı yaptığım danışmanlık firması, başka bir yerde yeni bir ofis açmış. Cv'me Haziran ayında başvurmuş olduğum Kariyer.net çağrı merkezi ilanından ulaşmışlar. Görüşmeye giderken aslında fazla önemsemedim ve giderken yaşamamam gereken tüm aksilikleri yaşadım ve bu yüzden de bir 20 dakika filan geç gitmek zorunda kaldım. İkinci görüşmem çok rahat geçmişti gene öyle bir şey beklediğimden önemsemedim ve gittiğimde aslında önemsemem gerektiğini ve kapıdan girince ne kadar büyük bir şaşkınlıkla kaldığımı anlatamam. Güzel ve işini ciddiyetle yapan bir yere benziyordu.Ofis renk uyumu çalışan motivasyonu yüksek tutabilecek bir düzende ayarlanmıştı. Fazla kalabalık değil fakat yeni kurulmaya başlanmış bir iş yeriydi. Geç gittiğim için biraz bekletildim. Görüşmeye alındığımda elimin ayağımın titrediğini hissettim ve bir şeyi daha fark ettim heyecanlanınca mülakat anında benim sesim kısılıyormuş bunu da öğrenmiş oldum. İki beyfendi ile görüşme yaptık. Anladığım kadarı ile tecrübeden çok ben bu işi yapabilirim ve problem çözme yeteneğinin olduğuna inananlara yönelik birilerine hitaben arayış içindeydiler. Sorular yavaş yavaş gelmeye başladı.
Mülakat sırasında hepimizin aklından tonla soru geçer ve hiç biride o an akla aslında gelmemesi gereken şeylerdir. Hiç değilse benim için öyle oluyor. Mülakat anında hiç olmadığım kadar el titremesi yaşıyorum sanırsınız bir anda 90 yaşına filan gelmişim, kalp çarpıntısını hiç söylemiyorum bile. Her ne kadar sakin olacağım diye başlarsak başlayalım bu bazen mümkün olmuyor, gerçi bu benim için sürekli bir hal aldı. Kariyer.net'in bu yazısında da hiç olmadığı kadar o an ki tiplemeleriyle kendimi gördüm. Güzel ve mizahi bir şekilde ele alınmış. Eminim aralarından sizinde kendinizi bulacağınız durumlar vardır. Keyifle ve tebessümle okuyacağınızdan eminim.
İyi okumalar.
Bugünde bir öneri yazısı var. Deneyim nasıl kazanılır ?
Yenibiriş.com'un Genel Yayın Yönetmeni Didem TEKİN'in hazırlamış olduğu bu yazıda aslında bir anlık fikirlerimizin doğru olduğunu düşündüğümüz ama aslında işin aslının hiç öyle olmadığını anlatan ve mesleğinde ilerledikleri yolda başarılı kişilerin bize önerileri yer almakta. Çoğunlukla okul yıllarında boş durmayıp çeşitli alanlarda işe girmenin ve ilerideki kariyerimiz için önemli bir rol oynayan yaptığımız Stajın bize katabileceği değerler ele alınmış.
Günümüzde baktığımızda aslında çoğu şirketin stajyerlerine değer vermeyişi de söz konusu. Aman staj olsun da nerede olursa olsun deyip geçmeyin derim. Gerçekten stajyerlerine değer katan ve onları bulundukları konumda, stajyerlik vasıflarının gerekleriyle çalıştıran yerler tercih edin. Stajlarınız sizin için iyi bir deneyim fırsatı, bu fırsatı tepmeyin.
Günümüzün
yeni mezunları için hayal kırıklığı yaratacak derece etkili olan sosyal medya
iş ilanları. 5 yıl tecrübesi olan, daha önce şu sektörlerde 10 yıl tecrübeli vs
vs.
Karşımıza
çıkan 10 ilandan 10 tanesi de böyle artık acı gerçek. Yeni mezunsanız ve
tecrübeniz yok ise eğer zamanınızı aslında olmak istemediğiniz mesleklerin
içinde öldürmeniz mümkün.
Evet belki
bu ilanları verenler kendilerine göre haklıdır. Niye yeni bir insanı yanına
alarak ona verecekleri eğitimle zamanlarını öldürsünler? Mesela yani.